Loading...
Dalamanı Seyret
Dalaman Tarihi

Dalaman'ın Tarihi

Dalamanın hemen hemen her yerinde tarihi kalıntılara rastlanır. Kapıdağı, Şerefler, Kayadibi, Çöğmen, Kavacık, Gürleyk ve Bozbel Köylerinde yoğun bir şekilde bulunan tarihi kalıntıların en önemlileri kaya mezarları, kaleler, su sarnıçları, türbeler, antik şehirler, köprüler, manastırlar ve tarihi su değirmenlerdir. Kapıdağı: Kapıdağı içinde kalan tarihi yerler Krya, Tarihçi Plinus, Ptolemaios, Step-Bynzitinus ve Stadiasmus tarafından Karya, diğer kısmı tarafından da Likya şehri olarak gösterilmiştir. Bu değişiklik şüphesiz yine politik sebeplerden meydana gelmiştir. Krya nın Antik Tribüt listesinde Likyalılar'dan ayrı kaydedilmiş olması da bunu göstermektedir. Fakat Taşyaka'da olması gereken kaya mezarlarının mevcudiyeti, burada Likyalılar'ın iskanına bir işaret sayılabilir. Bu duruma göre burası da geç devirlerde, muhtemelen Perikles zamanında Likyalılar'a dahil edilmiştir. Kryanın güneybatısında, Kargın Gölünün güneyinde eski Lissanın kalıntıları, Bent tarafından bulunmuştur. Kalıntılar duvarlardan ibaret olup, mezara rastlanmamıştır. Burada kesme kaya üzerinde Kar ca harflerle bir kitabe tespit edilmiştir. Kitabaye göre Lissanın güneyinde Lydanin kuzeyinde, Lydanin bir köyü olan Arymaxanın buluduğu anlaşılmıştır. Bizans devrine sahip olanlar da müstesna bir yapı izi kalmamıştır. Arymaxanın güneyinde Fethiye körfezinin batı sahilinin en ucunda Lydai şehrinin kalıntıları, yine Bent tarafından keşfedilmiştir. Bugünkü Kapıdağının güneyine rastlayan bu yerde Bizans devrine ait kalıntılar yer almaktadır. Bu sebeple bölgenin bilhassa Bizans devrinde önem kazanmış olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan Hippokomenin ÇÖĞMEN KÖYÜNÜN batısında, Kızılyaka Köyünün kuzeyinde, bugünkü Elcik ve Sabunlu Köyleri içinde eski bir şehrin kalıntıları tesbit edilmiştir. Çukurhisar'daki Oktapolis olduğu, kitabelerden okunan bu şehirden Ptolemaios söz etmiş ve Herbez tarafından şehrin ismi, mezarlardaki kitabelerden okunmuştur. Buradaki duvar kalıntıları Bizans dönemine aittir. Fakat bunlar arasında da eski kısımlarda mevcuttur. Hippokome: Çöğmen Köyü İt Asarı Mevkiinde, hakim bir tepe üzerine kurulmuştur. Hippokome şehrini Arkwright keşfetmiş Stepbiyazitin doğrulamıştır. Şehrin güneydoğu tarafındaki yalçın kayalar üzerinde altı adet kaya mezarı bulunmaktadır. Bu mezarların birinde Grekçe kitabe mevcut olup, bu şehrin adı da bu kitabelerden okunmuştur. Hippokome AT ŞEHRİ anlamına gelmektedir. Şehrin güneybatı eteğinde tıpkı Telmossosda mevcut büyük kaya mezarları gibi üç mezar bulunur. Bu mezarların sağı ve solunda, şehrin tepesine çıkmak için basamaklar halinde yol vardır. Tepeyi çevreleyen bir kale ve kalenin içinde su sarnıcı, zahiri ambarı olması muhtemel bina yıkıntıları görülür. Bu kısmında ayrıca Grekçe kitabelerde mevcuttur. Kaleden bakıldığı zaman doğu ve kuzey tarafta kalan Çöğmen Köyünün mahalleleri kolayca görülür kü, tam kuzeybatıda Kepezbaşı denilen yerde şimdi izine rastlanmayan Roma ve Bizanslılardan kalma bina harabeleri bulunur. Yörede toprak işlendikçe Roma ve Bizans sikkelerine rastlamak mümkündür. Bundan da anlıyoruz ki Hippokome, şimdiki harebelerin bulunduğu İt Asarından ibaret değil,şehrin hakim olduğu yerlerde bir takım mahalleleri mevcuttur. Şehrin Karya ve Likya arasında el değiştirdiği, Likyalılara Perikles devrinde geçtiği anlaşılmaktadır. Hippokomeye Kavacık ve Çöğmen Köyü stabilize yoldan gidilir. Köylere ait dolmuşlar veya özel araçlar ile ulaşılabilir. Dalamana Kepezbaşı 27, İt Asarı HİPPOKOME 30 km uzaklıktadır. Oktapolis: Elcik, Sabunlu ve Kızılkaya köy sınırları içinde bir şehrin kalıntıları tespit edilmiştir. Ptolemaios ve Herbez tarafından şehrin ismi mezarlardaki kitabelerden okunarak OKTAPOLİS SEKİZ ŞEHİR adını aldığı saptanmıştır. Şehir içinde yer alan ve Kayadibi Köyünün kuzeyini kaplayan yalçın kayalar üzerinde kaya mezarlarına rastlanır. Mezarlar Likya dönemine aittir. Ancak şehrin diğer kalıntıları Roma ve Bizans zamanında kaldığı belirlenmiştir. Mezarlar sarp kayalar üzerine yapıldığından çıkmak ve yaklaşmak oldukça zordur. Kayadibi Köyü içinde de yer yer sur kalıntılarına rastlanır. Oktapolis sınırlarını oluşturduğu kabul edilen bu surlar içinde kiler ve mesken kalıntıları vardır. Delikli Kavak: Elcik-Bozbel arasında yöreye hakim bir tepe üzerinde bulunan kaya mezarları, sur kalıntıları ve yer mezarlarını Oktapolis antik kent sınırları içine girer. Tepenin güney ucunda bir adet kaya mezarına rastlanır.Önünde geniş bir düzlük ile ucunda bir adet kaya mezarına rastlanır. Önünde geniş bir düzlük ile mutfağı andıran raflar vardır. Etrafı sur ile çevrili olan tepenin üstünde de kesme taşlar, yer mezarları ve taştan yapılmış çeşitli şekiller bulunur. Tepenin güney,batı ve kuzey batı rafları sur kalıntıları ile kaplıdır. Ancak doğu ve kuzeydoğusundaki yalçın kayaların bulunmasından dolayı hiçbir kalıntıya rastlanmaz. Adını yörede bulunan ve asırlara meydan okuyan bir kavaktan alan yere, Dalamana 47 km uzaklıkta olup,özel veya köye ait taşıtlarla ulaşılır. Ardıçlı Tepe: Bozbel-Gökseki mahallesinin batısında, Çal deresi kenarındadır. Ormanlarla kaplıdır.Batı ve güney tarafları oldukça sarp ve diktir. Etrafı surlarla çevrili basit bir kale görümündedir. Oktapolis antik kent sınırları içine girdiği kabul edilir. Ancak Selçuklulardan kaldığı da iddia edilmektedir. Yöreye Dalaman-Bozbel ve Dalaman-Beyovası yolu üzerinden özel ve köye ait taşıtlarla gidilir. 45 km uzaklıktadır. Hisar: Gürleyk Köyünün üstündedir. Birbirine bitişik evler her birinin kenarında yer alan kiler ve ahır ile şaraphanelerin konumu dikkat çeker. Bizaslılardan kalma yer,Hisardan ziyade ŞARAP İMALATHANESİNİ andırmaktadır. Bugün sadece evlerin taban kalıntıları ile şarap testilerinin konulduğu çukurlar varlığını koruyabilmektedir. Yöreye Dalaman-Gürleyik yolu ile gidilir.Ancak köy içinden kuzeye doğru 1 saat yaya yürünür. Şerefler-Kozpınar KALYNDA: Şerefler Köyünün kuzeyi ve kuzeydoğusu tamamen tarihi eserler ile doludur. Kale,kaya mezarları,surlar vb eserlerin değişik zamanlara ait olduğu tahmin edilmektedir. Kapıdağı yöresindeki Ldai, Lissay ve Cryanın bir uzantısı olarak kabul edilir. Önceleri Karya elinde bulunan yöre, Perikles zamanında Likyalıların eline geçmiştir. Kaya mezarları Lukya, Sur ve kalenin Bizanslılar zamanından kalmıştır. Kozpınar, eski bir ticaret yolu üzerinde mola yeri olarak tanınmış ve bugün hala güncelliğini korumaktadır. Manastır Tepesi : Gürköy-Karaağaç arasında adı üstünde Manastır Tepesinin batı eteklerinde yer alır. Manastırdan çok az bir kalıntı olduğundan gözle görülür bir yapı yoktur. Bizanslılardan kaldığı söylenir. Ancak adı geçen yerin güneyine 13. yy başlarında yerleşen Rumlar tarafından yapıldığı, Kurtuluş Savaşı sonrası yöreden kaçan Rumların kendi elleriyle yıktıkları tahmin edilir. Adı geçen yere Dalaman-Gürköy yolundan gidilir ve köy içinden 45 dakika yaya yürünerek ulaşılır. Demirci Dükkanlar: Gürköy-Değirmenyakası mahallesinin kuzeyindedir. 13. yy sonlarında Rumlar tarafından yapılıp işletilmiştir. Halk arasında DEMİRCİ ÇARŞISI adı verilen yerde, demir parçaları, çekiç ve örs kalıntıları ile körük parçalarına rastlanır.O dönemde ovada bol bulunan karaağaçları işlemek ve kerestelerini deniz ötesi devletlere satmak amacıyla kurulduğu söylenir. Yöreye Dalaman Gürköy yolundan gidilir ve köy içinden 30 dakika yaya yürünür. Bir rivayete göre; dükkandan çıkan çekiç ve örs sesleri ile dövülen demirlerden çıkan kıvılcımlar uzak köylerden duyulur ve görünürmüş.